müzik - hâl / Ayhan Günyıl

 

- İlk albümünüz ‘'Skylight'' geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Albümden önce sizi kısaca tanımak istersek örneğin müzik aşkı sizde nasıl başladı? Gitarla nasıl tanıştınız ve nasıl bir dostluktu o zaman paylaştığınız?

- 1971 Almanya doğumluyum. Yaklaşık olarak 13 yıl orada yaşadım. 1984 yılının başlarında ailem ile birlikte Türkiye'ye kesin dönüş yaptık ve eğitimime burada devam ettim. Ailemde iki ağabeyim var ve onlarda müzisyen. Profesyonel anlamda müzisyenler fakat daha çok hobi olarak yapıyorlar müzisyenliği. İlk gitarımı ağabeyim aldı bana ‘'İbanez'' marka bir elektro gitar. O sıralarda tabiki gitar nasıl tutulur nasıl çalışmalıyım nasıl ses çıkartabilirim yada nota nedir v.s gibi şeylerden haberdar değildim. Aslında, açıkçası çokta meraklı değildim. Hatta müzik bile dinlemiyordum. Daha sonrasında yavaş yavaş sevmeye başlamıştım çıkan tınıları ve gitarımla dostluğum pekişiyordu.

- Peki ya amatörlüğün artık bittiği anlar ve profesyonelce atılan adımlar? On yılı aşkındır birçok sanatçıya gerek sahnede gerek albümlerde eşlik ettiniz enstrümanınız ile? Nasıl bir heyecan oldu ve neler kattı size tüm bu süreç?

- Aslında amatörlüğün bitmesi bir anlamda da heyecanınızın yok oluşunu hazırlar. Yani anlatmak istediğim; profesyonel de olsanız bu heyecan hep olmalı çünkü o amatör ruh size gerçekten müziğin içindeki anlatımınızı kolaylaştırıyor. Profesyonel manada ilk çalışmam ya da deneyimim 1992 yılında Banu Kırbağ'ın orkestrasında yer almam ile başladı. İnanın dün gibi hatırlıyorum, adeta dizlerim titriyordu. Daha sonrasında Yıldırım Gürses ile bir süre çalıştım. İsimlerini saymakla bitiremeyeceğim birçok sanatçı arkadaşımın sahne ve stüdyo refakatlarında birlikte çalıştım. Bunlardan bazıları; Nilüfer, Ajda Pekkan, Yaşar, Ege, Tarkan, Deniz Seki, Sezen Aksu, İzel gibi.Ve inanın her seferinde konser öncesi o heyecanım hiç kaybolmadı; onu saklıyorum. Saydığım isimler Türkiye'nin en önemli starları tabiki. Bu isimlerle çalışmak çok keyif verici ve size müzikal anlamda da birçok şey katıyor.

- Bir gün için bir albüm hayaliniz var mıydı yoksa herşey birden bire mi gelişti? ‘'Skylight'' için ne kadar hazırdınız ve nasıl bir hazırlık süreci yaşadınız? Repertuarı nasıl hazırlandı yine ve ne kadar sürelik bir çalışmadan sonra ulaştı bizlere?

- Birdenbire gelişen bir süreç olmadı tabiki. Bakın biraz önceki sorunuzda size kısaca konser yada stüdyo performanslarımdaki isimlerin bazılarından bahsettim. Hal böyle olunca yıllardır birlikte çalışmış olduğunuz sanatçı arkadaşlarınız, dostlarınız da sizi bu konuda tetikleyebiliyor. Ve her müzisyenin içinde zaten hep böyle bir duygu vardır. Asıl önemli olan onu hayata geçirebilmek. Ben, tüm müzisyen arkadaşlarımın bu tarz çalışmalar yapmasını hem destekler hem de çok isterim. ‘'Skylight''ın oluşum süreci 3 yıl sürdü. En başta repertuar sonrasında sunum, konsept, orkestral dağılım ki; bu en önemlilerinden biridir ve düzenlemeler, notalar, back vocal yazımları bu sürecin birazcık uzamasında rol aldı. Albümün kayıt aşaması da bir hayli zaman aldı. Çünkü farklı farklı stüdyolarda çalıştım. Ama zaten acele etmedim bu konu ile ilgili hiçbir zaman. Türkiye'nin en önemli müzik adamları ile çalıştım. Çünkü; sunduğum bu proje gerçekten müzikalite olarak alışılmışların dışında ve her kesime hitap ediyor. Böylelikle size ulaşması da bu anlamda daha kolaylaşıyor.

- Bu albümde çok özel isimlerin sesleri, nefesleri, enstrümanları var. Tarkan'dan Deniz Seki'ye İsmail Soyberk'ten Hüsnü Şenlendirici'ye. Özetinde bu zenginliği bir arada toplamak ve kendileri ile yol almak, böylesi bir albümde buluşmak nasıl bir duygu?

- Sanırım enstrümantal olan bir çalışma içerisinde bu kadar değerli müzisyen ve yorumcuyu bir arada görememiştik. Gerçekten hepsi benim için çok değerli. ‘'Skylight'' içinde bu isimlerle çalışmak beni çok mutlu etti. Hepsine buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Bir araya getirmek benim için gerçekten çok kolay oldu çünkü zaten her biri ile zaman zaman aynı yerlerde bulunuyoruz. Çok özenerek, önemseyerek ve titizlikle yaklaştılar projeye.

- Tarkan'ın ‘'Gitti Gideli'' isimli çalışmasını da yorumladınız ve yine kendisi bir başka şarkıda size vokalde yaptı. İçinde yer aldığı her projenin bir şekilde ses getirdiği gerçeğine bu albüme katkısı peki nasıl karşılanacak dinleyicide?

- Yaklaşık 10 yıldır Tarkan'a sahnesinde eşlik ediyorum. Bunun yanı sıra albümlerinde de refakatlarım olmuştur. Evet ‘'Gitti Gideli'' şarkısını çok severim. Zaten life konserlerde de bu şarkının başında benim uzun bir solom vardır. Bu nedenle ‘'Skylight''ın içinde olmasından çok mutluyum.Tarkan'ın vocal yaptığı parça yani ‘'Skylight'' gerçekten onun seçimi oldu. Bu konuda ben kendisine herhangi bir şey söylememiştim. O da çok sevdi parçayı ve ona vocal yapacağını bana söyledi. Ses getirmesi konusuna gelince, ben gerçekten hadiseye o pencereden bakmıyorum. Ama tabiki de o bir Megastar. Bulunduğu proje mutlaka ses getirir. Dinleyicilerim karar verecek ona. Nasıl bir katkı sağladığına ki şimdiden gelen maillerde inanılmaz derecede beğendiklerini söylüyorlar.

- Günümüz albümleri içinde ‘'Skylight'' ayrı bir yer edecek dinleyicide bir dinleyici olarak buna eminim. Peki siz bir kaygı taşıdınız mı hiç? Ya da şimdiye kadar dinleyicinin tepkisi nasıl toplandı sizde? Nasıl yorumlar aldınız örneğin?

- Öncelikle sorunuzda ‘'Skylight''ın farklılığını ortaya koyduğunuz için size teşekkür ederim. Asla ve asla kaygı taşımadım. Amaçlarım farklı çünkü; şöyle anlatayım. Hiçbir zaman şu andaki enstrümantal trendini aman kaçırmayayım ya da satış rekoru kırsın gibi düşüncelerim olmadı. Bu çalışma sindire sindire yapıldı. İçinde söylemiş olduğunuz gibi farklılık kılan bir şey var. Bu nedenle kaygı kelimesi bana biraz uzak sanırım. Dinleyici müzikal olarak bakıyor. Galiba Türkiye'de bir şeyler değişiyor. Dinleyici daha bilinçli olarak bakıyor konuya. Bunlar genel anlamda çok önemli. Almış olduğum eleştirilerin yüzde 99'u olumlu. Böyle bir müzikal boşluğun var olduğunu dile getirenler var. Bazıları da dinlerken çok dinlendiklerini ve hangi frekans içerisinde iseler o frekansa cevap verdiğini bana gönderdikleri mailleri ile ifade ediyorlar.

- Albümün yalnız Türkiye sınırlarında değil yurtdışında da dinleyiciye ulaştırılması hedefleniyor sanırım? Peki bundan sonrasında daha çok kişiye ulaşması için özel bir çalışma olacak mı? Örneğin klip çekilecek mi ya da konserler verilecek mi?

- Hedeflerim bu yolda ilerliyor. Yurtdışında neden Ayhan Günyıl'ın şarkıları dinlenmesin? Ülkemizde sayısız ve çok önemli müzisyenlerin geldiği ve her birimiz konser salonlarına gidip onları daha yakından görme imkanımız oluyor. Alkışlıyoruz öyle değil mi? İşte benim de asıl hedefim yurtdışında yapılan ve gerçekten çek önem arz eden festivallerde kendi ekibim ve müziğimi onlara daha yakından sunmak. Türkiye'nin müzikal anlamda bu adımda eksikliğinin olduğunu sanıyorum. Bunu başarabileceğimi düşünüyorum. Evet çalışmış olduğum şirketim Mega Müzik'in yurtdışı bağlantı noktaları çok güçlü. Managment olarak çalışmalar başlatıldı. Proje'nin daha da büyüyeceğine inanıyorum dolayısı ile de daha büyük kitlelere ulaşacağından eminim. Klip çekilecek şuanda bir anket hazırlığımız olacak. Sonrasında da sevenlerin karşısına nefis bir video ile geleceğim. Konser tarihlerim daha net olmadığından dolayı size su an için bir şey söyleyemiyorum ancak sıkı bir ekip ve bol müzikli saatlere az kaldığının müjdesini verebilirim.

- Ve siz aynı zamanda yarınlara müzisyenler yetiştiriyorsunuz? Peki size göre başarılı bir müzisyen olabilmenin kriterleri nedir? Hangi yollardan geçmeli kişi ve neleri üzerinde taşımayı bilebilmeli? Popüler değil de başarılı olmanın altını siz nasıl çiziyorsunuz?

- Ayhan Günyıl Gitar Atölyesi adı altında bir dershanemiz var. Amatör-profesyonel -nota eğitimi ve özel klasik gitar dersleri veriyorum. Çok başarılı öğrencilerim var. Başarılı müzisyen demek; çok çalışmak, mütevazı olmak ve disiplinli olmak. Eğer ki bunları yapabiliyorsanız o zaman başarılı olamamanız için hiçbir engel kalmayacaktır. Fakat bunların hepsinin en başında müzik kulağı, kabiliyet, istek ve yetenek çok önemlidir.

- Ayhan Günyıl bugüne kadar kimleri büyük bir keyifle dinledi? En çok kime gitarı ile eşlik etmek istiyor örneğin böyle verebileceği bir isim ve bir gün için müzikte gerçekleştirmeyi istediği bir hayali var mı?

- Müzik ayırt etmeyi çok sevmem aslında. Ama flamenco ve smoth jazz, funky jazz dinlemeyi çok seviyorum. Rock konusuna gelince tabiki de severim fakat beni yoran bir müzik tarzı olduğunu düşünüyorum. Paco De Lucia ve Vicente Amigo dinlemekten çok keyif aldığım isimlerdir. Evet ikisi ile aynı sahne yi paylaşmayı hedefliyorum aslında. Ben flamenco gitaristi değilim ama perdesiz gitarım yada klasik gitarımdan çıkacak Türk ezgileri ile bu ikili arasında kendime bir yer bulabileceğimi düşünüyorum. Hayallere çok uzak olmadığımı söyleyebilirim ...

- Müziğin sustuğu yerde nasıl bir portre var karşımızda? Ayhan Günyıl kalan zamanını nelere ayırmaktan hoşlanıyor ve kendisini neler mutlu ediyor?

- Zamanım olduğunda ailemle geçirmekten mutlu oluyorum. Kitap okuyorum. Belgesel izlemekten keyif alıyorum. Kızlarımla oynamaktan inanılmaz derecede keyif alıyorum. Daha çok sakin yerlerden hoşlanıyorum. Gürültü ortamlarda bulunmamaya özen gösteriyorum. Sinemadan da cok keyif alırım.

- Daha nice zaman paylaşmak adına şarkıları. Söyleşimiz için çok teşekkürler.

- Bende size bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederim.

 

 

Ayhan Günyıl Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan /Aralık 2007