müzik - hâl /Aykut İlter

 

- Öncelikle yeni albümünüz ‘'Eski Defter'' müzikseverler ile buluşmaya hazırlanıyor. Bu albüme ve sürecine geçmeden önce sizin müzik yolculuğunuzdan biraz bahsedelim istiyorum; Müzik nasıl bir aşktı sizde ki; ilk olarak nerede ve nasıl inandınız kendisine. Siz aynı zamanda Türk Müziği Konservatuarı Şan Bölümü mezunusunuz. Sonrasında aldığınız bu eğitim de ayrı bir yerde olmalı hanenizde?

- ‘'Eski Defter''e kadar gelen süreçte müzik aşkının içime düşmesi; benim çevremce yeteneğimin keşfedilmesiyle başladı. Önce mahallemde sonra ilk okul sıralarında ve devamında ortaokulda İçel ili Orman Haftası'nda yazdığım şiir birinci geldi müzik cemiyetine kaydoldum ve ardından konservatuar yılları başladı. İstanbul genelinde rap yarışmasında yine benim yazdığım sözler 2. oldu. Tuzla'da asteğmenlik eğitimim sırasındada yazdığım 5.bölük marsını benden sonrada söylediler; müzik benle birlikte gelişti, duygular melodilere sözlere dönüştü, sevgililer dostluklar her şey yeri geldi unutuldu, hayatıma girip cıkanlar oldu ama müzik terk etmedi; müzik yapmaktan öte müziğe aşık oldum konservatuar eğitimimde. Müziğin teorisini öğrendim. Bu dünya müziğine bakışımı belirledi kalite getirdi bana. Eğitim ile artık değim yerinde ise hem alaylı hem mektepliydim. Ama her gün herşeye yeniden başladım; çünkü öğrenmenin sonu yok …

- “Çoook Yandı Yürek” 2004 yılında buluştu dinleyici ile ve albüme adını veren bu şarkı ayrı bir yer edindi kendine. Peki nasıl tepkiler gelmişti dönem itibari ile bu albüme ve size neler katmıştı? Bir ilk albüm olarak bugün geriye dönüp baktığınızda bu çalışmanın yeri size göre bugün nerede?

- ''Çoook Yandı Yürek'' benim Türkiye'de bir ilkimdir. Türkiye'nin ilk hüzzam pop şarkısıdır. Söylemesi zordur ancak ilk albüm öyle şansızlıklarla doluydu ki aklıma geldikce gülümsediğim çok olmuştur. İlk albümümü Pentagram grubunu çıkartan Böcek Yapım'dan çıkarttım. Daha sonra devletin Uzan'larla ilgili idari işlem başlatmasıyla durağan bir döneme girdi. Mali ve mahkemelik sorunlar Böcek Yapım'ı zorlayınca ne stüdyo ne de geri kalan işlemlerde ekip ruhu tam yansıtılamadı. Bu albümün olumsuzluk kısmıydı. Stüdyoda Böcek Yapım ile sabahlamak, tekrar tekrar çalışmalar yapmak gerekirdi ama olmadı. Bunun yanında olumlu olarak da piyasaya kaliteli bir firmadan çıkıyordum, web sitem vardı ve Türkiye de sadece 3 - 5 sanatçının ilk çıkış ve ilk klibine nasip olan 35 mm ile yani film formatıyla çekilen bir albümüm vardı. Hatta Keremcem ile Cine5 Mesut Yar'a konuk olmuştuk, aynı dönem ikimizin albümü de istediğimiz gibi başarı sağlamadı ama onun şirketi Aykut Gürel, diziler ve revize edilen yeni albümüyle onu yukarı taşıdı. Bense vedalaşıp ayrılmıştım şirketimden benden sonrada kimseye albüm yapmadılar o süreçten sonra çok daha olumlu motive oldum eksikleri gördüm büyük tecrübeydi benim için ve buradan sizin aracılığınız ile Ömer Faruk Sorak , Nuri Sevin ve Gökhan Tuncel'e çok teşekkür ederim.

- Peki aradan uzun sayılabilecek bir süre geçti ama biz bu arada sizinle karşılaşmaya devam ettik aslında. TV programı da sundunuz yine çeşitli TV dizilerinde ve reklamlarda da rol aldınız; Köşe yazarlığı da yaptınız. Hayatınıza katkısı ne oldu bu projelerin; oradaki sizi nasıl başarılı buldunuz?

- Başarı bir önceki noktadan daha ilerde olduğunuzda başarıdır. Azlığı ve çokluğu ise sizin calışmanız ve diğer yan faktörlerle belirlenir. Öncelikle bunların hepsi büyük tecrübeydi benim için bu kısım maddiyattan çok daha önemlidir. Kendimi daha geliştirme imkanı buldum ve dünyaya baktığım farklı pencerelerdir bu tecrübeler. Bestelerime bile yansıdı bu anlamda çok şanslıyım, başarılıyım, şu an hiç yabancılık çekmem. Mümkün oldukça bir sıfatın içini doldurmak gerekir ki; anlam kazansın. Bende birikimlerimle kendimi daha güzele hazırlıyorum daima çalışmak ve gelişmek her zaman daha ileriye …

- Ve yepyeni albümünüz ‘'Eski Defter''. Yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığınız bu proje ile dinleyici ile buluşmaya ne kadar hazır ve ne kadar heyecanlı Aykut İlter? Kimlerle çalıştınız bu albüm için ve bir ilk albüme göre, gerek yayınlanan diğer albümlere göre nasıl bir renginin, farkının olacağına inanıyorsunuz?

- Bu kısımda çok heyecanlandım :) Öncelikle uzun suredir, gecen sene Eylül'den beri stüdyodayız. Ben inanırım ki büyük paraların yaptırım gücünü projeye inanan gönül aşığı bir ekip yaparsa bilin ki inanmışlık vardır. Bana ve bu projeye inananlar öyle çok ki; CD'yi aldınız dış kapağından başlıyayım. O enfes tasarımı Burgazada'da oturan grafiker arkadaşım Ayla Ay tasarladı, çok övgü aldım kartonet albüm kapağı ile ilgili. CD kapağını açtığınızda albümde 11 şarkı göreceksiniz. 11 şarkının 8 tanesinin sözü, müziği bana ait. Klip şarkımız ‘Beyoğlu'''nun müziği bendenize ait sözleri ise can kardeşim Özcan Kızıl ile birlikte yazdık. 2 eserde Özcan Kızıl ile Erman Türköz'e ait Erman Erzincan'da asker 10 gün sonra terhis olacak.

‘'Beyoğlu'', ‘'Eski Defter'', ‘'Açık Açık Elveda Diyeceksin'' albümün rock formatındaki şarkıları. Diğer eserlerde daha pop şarkılar. İlk albüme göre öncelikle bıkmadan, usanmadan, maddiyat gözetmeksizin, inanarak çalışan büyük bir ekip var bu büyü hiç bozulmadı. Hatta öyle ilginçtir ki; back vocalde sevgili Türkay Nişancı'nın (Metal Ela grubunun solisti, bestekarı ve aranjörü) uğur böcekleriyle arası çok iyidir. Tılsımlıdır, benim dosyamdan uğur böceği çıktı Beyoğlu'nda, Kazancı Yokuşu'nda ve klibimde de yönetmenimin sevdiği kırmızılı gömlekle bana tam uğur böceği olmuşsun dediler. Özcan ile albüm öncesi ‘'Küçük Hırsızım''la başlayan inanılmaz bir ruh kardeşliği oldu. İkimizde şaşkındık, çok destekçim oldu. Doğu Kılıç ile (aslında üzüntü vermek istemem sadece albümün yaşadığı ilginç tesadüfler bunlar) stüdyoda çalışırken babası hastaneye kaldırıldı, yoğun bakımdayken benim babam, bir hafta sonrada Doğu'nun babası vefat etti. Gerçekten çok duygu dolu bir albüm yaptık ve albüm bizim nazarımızda çok satmış çok tutmuş bir albüm kadar manevi mutluluk verdi bize. Bu kadar yaşanan mutlu, hüzünlü, üzücü benzerliklerle yaptığımız tek şey inanarak çalışmak. Hırstan uzak, sadece keyif aldık ve şuna inandık; gücümüz olmasaydı bile bizdeki bu sinerji bu pozitiflik tüm sevenlerimize akacak, göreceğiz.

- Albümde ilk klip ‘'Beyoğlu'' isimli şarkıya çekildi ve sponsorluğunu da Beyoğlu Belediyesi üstlendi. Bu şarkı ile çıkış yapmaya nasıl karar verildi ve nasıl bir klip bekliyor bizi? Bununla beraber albümdeki diğer şarkılara dokunmak istersek nasıl tatlar var? Bu albümde sizi daha çok nasıl bir dinleyici kitlesi yakalayacak; en çok hangi şarkılarını özellikle kimler sevecek?

- Beyoğlu Belediyesi'ne her gün onlarca proje gelmekte ve elenmekte. Beyoğlu Belediyesi tüm sokaklarını, tramvayı, metroyu, büyük kültür ve eğlence merkezini bize açacağını söylediğinde öyle mutlu olmuştum ki; klip çekilmesinden çok resmi bir kuruluş bize inanmıştı bu onur vericiydi. Ve klip çekildi, yönetmenimiz Çağlar Ercan ile bir kez nefes almadan, iki gün geç saatlere kadar çekim yaptık. Bütün bunları bir şirket, bir yapımcı değil kendimiz yaptık; peki nasıl? Bana ve projeye inandı herkes, kartonetinden klibine; bestekarlarından aranjörüne, stüdyosuna … Bu nasıl bir duygudur anlatamam. Öncelikle şu unutulmasın; Gizemli, saklanan ve star modeli kalkmıştır artık doğal neyse o, kendine öz eleştiri yapabilen sanatçı istiyor herkes. Bende dahil olmak üzere gerek internet gerekse You Tube' de bir amatör cep telle çekilmiş bir klip ile kişi çok popüler olabiliyor yani kimse halktan ayrı değildir bu bir. Halktan beslenirsiniz ki bu iki. Benim kitlem müziğimi, sözlerimi seven, şarkılarımda kendini bulan herkes; en üst eğitimlisinden en okumamışına, kentlisi, köylüsü … Çünkü sesimle, müziğimle hepinize çok yakınım.

- Bu albümün hemen ardından peki neler bekliyor siz adına bizi? Örneğin yaklaşan yaz ayı boyunca sizinle sahnelerde ve konserlerde karşılaşacağız mutlaka ve bunun adına belirlenen bir program var mı? Yine bu albüm ile değişen ya da değişecek bir şeyler olacak mı hayatınızda?

- Ben hemen söyleyeyim degişen tek şey artan sevgi, paylaşım olacak. Bende bir değişim olur o da mutluluk. Ekibimle paylaşırım … Onun dışında albüm çıkarttım, 35 mm ile klibim çekildi, web sitemden tutun TV programlarıi diziler yani benim hayatımı etkilemeyecektir. Konserlerim, programlar ve yeni projeler olacak. Hareketli bir tempodayım zaten ve bu tempo sadece yeni projelere kayacak. Her proje öncesi sizlerle paylaşacağım heyecanımı, bu heyecan benim asla bitmesini istemediğim amatör ruhum olacak. Çalışmadaki profesyonelliğim ile de tamamlanacak.

- Günümüzde müzik piyasasında yaşanan ciddi bir kriz mevcut ve bu sizi dünden bugüne etkiledi mi? Örneğin ikinci bir albüm için dört yıl gibi bir süre beklediniz ve bunun bu veya benzer bir durumla ilgisi olabilir mi? Ayrıca tüm bu olumsuz şartlara rağmen peşi sıra albümlerin yayınlanmasını veya özetinde bu çok renkliliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Her dönem kendi içinde değerlendirilmelidir ve her dönemde o boyut içinde şartlar eşittir. Çok meşhur olmak, çok kazanmak ister misiniz ama interneti ve You Tube kaldırılsın deseydiniz asla derdim. İletişim modern çağın gerekliliğidir ve şartlar şu an böyle. Bu tüm müzik adamlarını etkiliyor. Korsandan mutsuzum bu doğrudur ama bununda bir süreç olduğuna inanıyorum. Benim dört yıl beklemem, zaten üç yıl repertuar bir yıl stüdyodur. Ben üç yıl içerisinde sonraki albüme koymak istediğim eserlerimi de yaptım. Şu an albümüm bu şartlardan etkilenir değil. Elimden gelen her şeyi tam yaptım mı hep bunu düşünürüm ve sonra büyük huzur duyarım. Peşi sıra çıkan albümler elbette olacak bizim ekibimizin ürettikleri milyarlarca lirayla ölçülemez. Kaliteye bakarsanız daha üstte bile olduğunu görebilirsiniz. Albümde örnek Mansur Bergamalı nefesli enstrüman çaldı. Beni çok sevdiği için eskidende aynı sahnede olduğumuz için ve şarkılara çok gönülden inandığı için. Her şey para değil dedi, gece 03 de stüdyoya gelmek için kıyafetleriyle bekledi evinde, benden haber almak için. Ve bu duygular dinleyenleri hemen saracak, güvendiğimiz nokta bu; yoksa milyon dolarlık bütçelere değil ekibime çok güveniyorum.

- Müzik dünyasında dinleyicileriniz bir yana en büyük desteği kimden aldığınıza inandınız? Yine dünden bugüne size kimler eşlik etti, kimleri dinlediniz ve kimlerin yaptığı müziği alkışladınız? Bir gün için çalışmayı özellikle gerçekleştirmek istediğiniz bir isim var mı ya da müzik adına gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz?

- Konservatuardan bugüne gerek Anadolu turneleri gerek İstanbul da sahne aldığım mekanlarda şu anda meşhur olan esntrümanistler ve sahne arkadaşlarım oldu. En büyük desteği ailemden aldım. Müzikal anlamda kaliteli tüm müzisyenler bana bir şey kattılar. Alkışladığım kişiler hiçbir zaman bir kişi olmadı hayatta. Tüm renkleri görmek isterim, kaçırdığım güzellikler olsun istemem. Yerli yabancı çok sevdiğim sanatçılar var. Metroda, Beyoğlu'nda sokak çalgıcıları diye tabir edilen müzisyenlerden de bende iz bırakanlar var. Albüm kartonetinde Beyoğlu'nda akordion çalan balkanlı küçük kız gibi, güzel olan çiçeklerden alırım balı.

Müzik adına gerçekleştirmek istediğim hayalim stüdyomuzu kurmak ve yeni besteler, yeni albümle yapmak. Temiz, duru bir nehirde acaba şimdi ne olacak deyip yol aldıkça, güzelliklere gitmek ve kendimi sürekli geliştirip müzikallerde oynamak, en doğal hak olarak da kalıcı olmayı istiyorum.

- Sizinde bir kişisel web adresiniz var ve size sevenleriniz bu adres aracılığı ile sesini duyurabiliyorlar? Siz adına en çok ne merak ediliyor kendileri tarafından; nasıl yorumlar alıyorsunuz ve neler katıyor bu paylaşımlar adınıza? Ne kadar vakit ayırabiliyorsunuz sanal ortama ve gücüne ne kadar inanıyorsunuz?

- Sanal ortam geleceğin iletişim aracı bunu kimse inkar edemez. Amerika yada Artvin yanı başınızda ve neredeyse her bireyin bir e-posta adresi var. Bilgisayar, çep telefonu gibi olmazsa olmazlardan. O yüzden sanalda olsa resimler, yazışma karakteri insanı ele verir. Kişiliğini yansıtır. Biri kelimeleri aşırı kısa yazıyorsa biraz aceleci, biri özene bezene yazıyorsa titiz ve özenlidir. Kültür düzeyini de anlayabilirsiniz. Ben interneti çok iyi kullananlardanım ve asla kimseyi engellemedim.

Şu ana kadar yorumlara gelince ilk albümden özellikle ‘'Canına Yandığım''ın çok taraftarı var. Albümü bekleyen sevenlerim var kitlem mevcut şu an ama bunu TV programlarıyla ve yeni albümle taçlandırmamı istiyorlar. Ne kadar vakit ayırıyorum, genelde netim hep açıktır ben hep dışarıdayımdır ama geldiğimde daha az uyumayı, cevaplandırmayı önemserim benim için önemlidir bir kişi bile.

- Son olarak müzik bir yana hatta çalıştığınız diğer projeler de bir yana, günlük hayatta nasıl bir portre var karşımızda? Bir gününüz nasıl geçiyor, nelere vakit ayırmayı seviyorsunuz? Hayatın hangi karelerinde karşılaşmanız mümkün kendinizle?

- Portre olarak iki şeyi beceremem; bir; yalan, iki; maske. Şu an burada da her şey doğal. Evime gelen misafirimle öz bir sohbette gibiyim yani müzik adına farklı maske yoktur yüzümde. Doğal, içinden gelen neyse odur. Delimi derler desinler ben yay burcuyum ve herkes kızsa da içimdekini söylerim. Bence insanlar sıkıldı star havasında, suni görünen kişilerden; bunda dizilerin rolü büyük, halk sevdiğini öyle benimsediyse seviyor zaten. Bakın Gönül Yazar, rahmetli Aysel Gürel onlar gibi deli dolu olmak önce yadırgansa da kabul gördüğünde son derece gönülden bağlanılıyor. Herkes ben şimdi, şöhret için yada karizma adına değişemem ki. Beni böyle sahiplenecek ve benimseyecektir insanlar çünkü buyum, olduğum gibi.

Hayallerim çoktur çok hayalciyimdir ama minicik şeylerden mutlu olurum. Kendime yakın gördüğüm kişiler yada çalışmalarda kendimi yaşarım. Örneğin İstanbul aşığıyımdır, benim gibi İstanbulsuz yapamayan oldugğunda mutlu olurum. Ya da ‘'Hamlet'' filmini üç kez seyrettim yine ‘'Eşkıya'' filmini de üç kez; kendimi orada hayal ederim, yeter ki kaybolayım o portrenin içinde bu ilişkilerde de böyle.

- Ben yeni albümünüz ile sizinle yeniden karşılaşıyor olmaktan çok mutluyum. Daha nice albüm ile daha nice söyleşiyi gerçekleştiriyor olmayı diliyorum ve bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ediyorum.

- Albüm öncesi ilk söyleşimi seninle yaptığım için çok mutlu oldum. Kendinizi şarkılarımda bulmanız dileğiyle.

 

 

Aykut İlter Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan / Mayıs 2008