müzik - hâl / Taylan Ayık

 

- Geçtiğimiz aylarda ilk solo albümünüz ‘'Yalnız Hayal'' müzik marketlerde yerini aldı. Bu albüm ile ilgili konuşmadan önce sizin müzik ile ve özellikle Heavy Metal ile nasıl tanıştığınızı merak ediyorum. Türkçe sözlü heavy metal müzikte bir efsane olan Diken sürecine kadar nasıl yol aldı kişisel olarak Taylan Ayık ve neler yaptı ve neler yaşadı bu ilk adımlarında? 

- Ben heavy metal dinlemeye 1987'de 13 yaşımdayken başladım. İlk dinlediğim albüm Alman heavy metal devi ACCEPT'in “METAL HEART” albümüydü. O sert riffler, yırtıcı vokaller aklımı başımdan almıştı. Zaten ele avuca sığmaz bi çocuktum ben. Tam karakterime uygun müziği bulmuştum. Ondan sonra böyle devam etti. Bir dönem lisedeyken Türk Halk Müziği ile de ilgilendim. Diken 1992'de ben üniversitedeyken kuruldu. Kurucusu ve fikir babası benim. O dönem zaten Mavi Sakal'ın “Çektir Git” albümü beni çok etkilemiş bu işi ben de yaparım dedirtmişti. O dönemlerden beri bu işin peşindeyim. 1993'de gerçek Türkçe heavy metal soundunun oturması için WASP'ın tüm albümlerini iyice dinlemem gerekti. Ve o tarihten sonra soundumuz Amerikan Hard Rock'tan esin almış Türkçe heavy metal olarak kendini tanımlamış oldu. İşin özünde WASP grubunun yırtıcılığı, sıra dışılığı, Manowar'ın gücü vardı. Böyle tanımlamışlardı ilk dinleyenler bizi. O dönemdeki tüm diğer gruplardan farklı bir çizgimiz vardı. Konser afişlerimizden giydiğimiz kostümlere kadar her şey farklıydı. İlk albümümüz HEDEF BÜYÜK böyle doğdu. Çok emek vardır o albümde. İnanılmaz bir heyecan ve çocuksu ruh hakimdir. HEDEF BÜYÜK asla bir benzeri olmayacak bir albümdür. O albümde çok amatördük ama müthiş bir ruh barındırıyordu. İşte ilk adımlarımız bunlar. Oldukça sert ve keskin…

Ve ardından bir döneme damgasını vuracak ve bir hayli ses getirecek Diken yolculuğunuz. Diken ile gerçekleşen ilkler, albümler, konserler ve her türlü diğer çalışmalar size neler kattı ve sizde nasıl bir heyecan oldu özetinde? Diken dağıldıktan sonra nasıl bir durumdu yaşadığınız ve ilk solo albümünüze nasıl ve kimlerle yine ne kadar bir zaman sürecinde hazırlandınız?

-  Diken benim tüm yaşamımın anlamıdır. 1998 yılı bizim yılımızdı. Her yerde bizden söz ediliyordu. Türkçe heavy metalin altın yılıydı diyebilirim. Diken ile gerçekleşen ilkler 1996'da başladı. Öncelikle ilk renkli ve detaylı konser afişlerini ben yaptım. Sonra sahne kostümü anlayışını tekrar geri getirdik. Hırs, nefret, hükmediş, Tanrı gibi güç dolu sözleri ilk biz yazdık. Herkesi şaşırttık bu sözlerle. Çok kızanlar da oldu çok sevenler de. İlk albümümüzün kayıtları esnasında çok şey öğrendim. Daha sonraki Diken albümleri de bana çok şey katmıştır. Konserler, radyo programları, o dönem her fanzin bizden bahsediyordu. Çok popülerdik yani. 1999'a kadar tabi. Sonra her şey bugünkü halini almaya başladı yavaş yavaş. Diken dağıtıldıktan sonra elimdeki bestelerle solo albüm yapma fikri ortaya çıktı. Haziran 2004'te arkadaşım Naci Kesener'le çalışmaya başladık. Onun çok desteği oldu beni yalnız bırakmadı o dönem. Sonra Sevgili Serdar Öztop'la tanıştık o da hazırladığım demoları dinledi ve albüm için olumlu yaklaştı. Sonra kayıt tarihleri belirledik ve Yalnız hayal doğmuş oldu böylece… 1 yıl boyunca üzerinde çalıştık. Bazen ara verildi bazen eklemeler yapıldı. Albüm çıkışı için belirlenen süreyi baya aşmıştık, malum dağıtım sorunları yüzünden epey bir süre beklemek zorunda kaldık. Nihayet 23 ocak 2006'da piyasaya merhaba dedik.

‘'Yalnız Hayal'' isimli albüm çıktıktan sonra nasıl tepkiler aldınız ve nasıl karşılandı dinleyicide? Özellikle Diken dinleyicileri adına merak ediyorum bu soruyu. Müzik piyasasında farklı duruşunuzu devam ettirdiğiniz bu albümde yine sözler ve müzikler size ait ve yine ne güzel ki Türkçe? Peki bu albüm Diken albümlerinin neresinde? 

-  Yalnız Hayal hiç beklemediğim kadar olumlu karşılandı. Albümle ilgili şimdiye kadar sayısız röportaj, haber, radyo programı yapıldı. Diken döneminden daha faal bir konser ortamına girdik. Türkçe heavy metalin yeni boyutunu göstermek açısından bu albüm üzerine düşen görevi yapmış oldu bence. Diken fanları önce yadırgar gibi oldu ama sanırım 1 ay içinde çok yoğun bir destek almaya başladık. Çünkü onlar da biliyor ki Yalnız Hayal de bir Diken albümü sayılır. Çünkü Diken'in tüm anafikri bendedir. Bunu fanlarımız bilir ve adı ne olursa olsun Taylan Ayık'ın müziğinin Diken müziği olduğunu bilirler. Bu albüm Diken albümlerinden bazı yönlerden farklı tabi ki. Öncelikle konularımız daha bireysel. Bazı riffler klasik Diken tarzının dışında çalışıldı. Ama genel konsepte bakılacak olursa yarı yarıya diyebiliriz.

- ‘'Karamsarlıktan kurtuluşun heavy reçetesi bende'' demiştiniz bir söyleşide ve bu albümünüzdeki çalışmalarınızın gerçekliğinden bahsetmiştiniz yine. Size göre ülkemizde yaptığınız müziğin yeri nasıl bir samimiyette? Dinleyici kitleniz ile olsun ve bununla beraber yine piyasa ile ilişkileriniz nasıl bir çizgide? Kısacası bütünü ile siz bu hayatın en çok neresinde? 

- Evet. Heavy metal bence yaşama karşı dik duruşu simgeler. Ben asla insanları karanlıklara ve karamsarlıklara atmıyorum. Onları bu derin bunalımdan kurtarmak ve ayağa kaldırıp coşturmak amacım. İnsanlara yenilmez birer çocuk olduklarını anımsatmaya çabalıyorum. Heavy metalin özündeki güç esprisi buradan kaynaklanıyor. Türkiye'de heavy metal maalesef çok az bir kitleye sahip. Bunun farkındayım. Ama bu beni yolumdan alıkoymuyor. Benim tarzım ve tavrım bu. Beni dinleyen insanların sayısı değil niteliği önemlidir. Şu yakın dönemde, eskiden bu müziği çok severek yaptığını söyleyen bazı insanları hiç alakasız bir sound ve imajla TV'lerde görünce samimiyetlerinden şüphe etmekte ne kadar haklıymışım diyorum. Galiba metal ve rock'ın da içi boşaltılıyor gibime geliyor. Her sert gitar riffi metal ya da rock sanılıyor ama işin gerçeği bu değil. Süsü kaldırınca altında para hırsıyla gözleri kararmış insanlar görüyorsunuz. Hiç biri gerçek değil bence. Gerçek biziz. Siyah giyeriz ve elimizle metal işareti yaparak coşarız. Biz buyuz. İsyankar ve gerçekçiyiz. Ben gerçek bir metalciyim. Dinleyicilerim de öyle. Toplumun ne düşündüğü umrumda değil. Bu beni hayata bağlayan bir şey. Bunu kelimelerle anlatmak imkansız. Dünyadaki tüm metalcilerin ortak duygusudur bu.

- Ülkemizde son zamanlar müzik dünyasında hareketlilik malum had safhada? Sizin politikanızda nasıl bir renklilik bu ve gerçekten içindeliği ne kadar sizin? Siz kimleri dinliyorsunuz ve tarzınızın dışında kimlere ve ne kadar yeşil ışık yakıyorsunuz? Bir gün için bu piyasada kimler ile bir şeyler yapmayı istiyor ya da eğer varsa kimler ile çalışmayı hayal ediyor olabilirsiniz?  

- Ben müzik dünyasındaki rock adına gerçekleşen hareketliliğin içinde değilim. Bu dediğim gibi gerçek değil. Yapılan müzikler bence pop. Rock bir Yavuz Çetin çığlığıdır. Mavi Sakal, Whisky, Objektif. Bunlar rock grubudur. Popüler rock(!) grupları hikayedir sadece. Ben şu ana kadar yerli piyasadan kimseyle ortak bir iş yapmadım. Kimseyi de çok yakınen tanımam. Benim tek idolüm Amerikan Heavy Metal devi WASP ve yaratıcısı Blackie Lawless'tır. Onu dinler, onun yaptıklarını irdeler ve kendi müziğime adapte ederim. Müzikal olarak WASP dışında çok da umrumda olmaz kimse. 

- Albümünüz çıktığı günden sonra gerek konserler gerekse internet ortamında tanıtımlarınız tüm hızlılığı ile yol aldı ve de almaya devam ediyor. Öncelikle konserlerden söz edelim istiyorum. Temmuz ayı içerisinde özellikle katılacağınız etkinlikler var. Bunları ve bu son birkaç ayın bu dinleyiciler ile buluşulan temposunu, gözlemlediklerinizi bu atmosferde sizden dinleyebilir miyiz? 

- Evet 14 TEMMUZ'da Büyük usta BLACKIE LAWLESS, Türkiye'ye geliyor. Biz bu büyük gecede ön grup olma şerefini elde etmiş bulunuyoruz. Bu onura yakışır bir performans sunmaya çabalayacağız. 15 Temmuz'da Sevgili Barış Manço'yu anma Günü ve 16 Temmuz'da da Zeytinli Rock Festivali'nde sahne alacağız. Nisan ayı konserlerimizde çok olumlu bir seyirci profili gördük. Gerçekten coşku had safhadaydı. Bu şekilde devam edeceğiz.

- Albümünüz henüz yeni ama bundan sonrası adına çalışmalar dile geldi mi? Mesela en yakın hangi tarihler gibi ikinci solo albümünüz bizlerle buluşabilir? Bundan sonraki albümde ya da albümlerde aynı çizgide mi yine yol almak istiyorsunuz yoksa farklı denemeler bekleyebilir mi bizleri? Başka müzisyen dostlarınızla yine söz - beste alışverişlerinde bulunma durumları var mı ilerleyen günlerde?

- Yeni albüm çalışmaları bir yandan devam ediyor. Bunların ne zaman sonuçlanacağı hakkında şu an kesin bir tarih yok. Devam ediyoruz. Sanırım daha kapsamlı ve güçlü bir sound olacak. Daha zamanı var yani. Türkçe heavy metal hız kesmeden yoluna devam edecek. Daha sert ve gerçekçi sözlerle geleceğim. Müziğimi sadece kendim yaparım. Tüm edebiyat benim aklımda ve ruhumda şekil bulur. Ama düzenleme ve eklemelerde ekibimle birlikte çalışırız.

- Peki ya sanal ortam? Kişisel web sitenizde size dair tüm her şeye ulaşmamız mümkün. Siz bu ortamı size ve dinleyicilerinize kattıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Örneğin olumlu ya da olumsuz aldığınız mesajlar hangi yönde size bir şeyler katıyor ya da size dair en çok ne merak ediliyor kendilerinden? Burada ilerleyen zamanlara dair başka sürprizler bekliyor mu kendilerini? 

- Bence bugün her grup ve sanatçının bir web sitesi mutlaka olmalı. Sanatçı ürününü pazarlayan kişidir. Ürününü tanıtmak ve insanlara ulaştırmak için reklamını yapmanız gerekir. Biz imkanlarımız dahilinde böyle bir site oluşturduk ve sürekli güncelliyoruz. İlerde daha da kapsamlı bir site oluşturacağız. Olumlu veya olumsuz her türlü mesaja açığız. Genelde şarkı sözleri ve melodileri nasıl bulduğumu soruyor dinleyenlerim. Ekipmanla ilgili sorular da geliyor kimi zaman. Sitede ayrıca forum bölümümüz de var. Orada çeşitli konularda fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bir çok büyük rock sitesin de de Taylan Ayık forumlarında dinleyenlerime cevaplar veriyorum. Şu an için belirlenmiş bir sürpriz yok. Böyle bir durum olursa sitemizden bildiririz.

- Bildiğiniz üzere yine sanal ortamlar amatör müzisyenlere de bir takım zeminler oluşturuyor artık ve bir şekilde belki seslerini birkaç adım daha fazla önde duyurabilmelerine imkan veriyor önceki yıllara göre? Size göre bir amatör yolculuk nasıl bir çizgide başlamalı ve nasıl yol almalı? Yarınlarına kazandırmaları için adlarını ve çalışmalarını müzik ile ilgilenen, hayali olan genç arkadaşlar öncelikle ne yapmalı? 

- Amatörlük öncelikle yoğun bir sevgi demektir. Amatör müzisyen bence daha samimidir. Profesyonellik bu zengin amatör deneyimin üstüne inşa edilmeli. Bugün birçok amatör arkadaşla konuşuyorum. Gerçekten çok başarılı işler çıkıyor. Onlar da kendilerine site açıp evde bilgisayar ortamında hazırladıkları çalışmaları yayınlıyorlar. Artık birçok müzisyen bu şekilde çalışıyor. Çünkü internet bunu hızlandıran bir faktör. Sanal ortamda her şey özgürce ve çok hızlı yayılıyor. Bu büyük bir ihtimalle yakın gelecekte müzik endüstrisinde köklü değişikliklere yol açacak gibi. Bence genç arkadaşlar öncelikle kendilerine güvenmeli. Yaptıkları müziğe inanmalı. Çok dinlemeli ve araştırmalılar. Bu yol engebelerle doludur. Çok engel çıkar ama yılmadan sevgi ve sabırla yürünürse olur mutlaka. İyi ekipman önemli değil önce ruh gerek. İnanmak gerek. Bunu çok ihmal ediyor genç arkadaşlar. İyi bir ekipmana kavuşmak öncelikle amaç olmamalı. Öncelikle ne yapacaklarına dair kesin bir karar vermeleri gerekiyor.

- Son olarak sizin bilmediğimiz ya da sadece çok az kişinin bildiği diyelim bizlerle paylaşabileceğiniz başka renkleriniz var mı? Örneğin bir söz yazarı olarak şiir ile aranız nasıl ya da bir heavy metal bestecisi - yorumcusu olarak halk müziği ile ya da benzer? Günlük hayatta nasıl bir yolculuktasınız ve hangi duraklara uğramaktasınız? 

- Ben resim öğretmenliği ve grafikerlik yapıyorum. 95'ten beri tasarımcı grafiker olarak reklam ajanslarında çalıştım. Ben şiirle pek ilgilenmiyorum. Benim için şarkı sözü yazmak gitar çalmak gibi bir şey. Şarkı sözleri benim için enstrüman gibidir. Onlara kelime muamelesi yapmam. Anlamını müziğin içinde kendisi bulur çünkü. O yüzden bu işi şiir yazmaktan ayırmak gerek. Şiir yazmak bir sanattır. Şarkı sözü ise apayrı bir uğraş. Halk müziği ise benim yıllardır severek dinlediğim zaman zaman uğraştığım da bir tür. Özellikle Neşet Ertaş, Arif Sağ, Musa Eroğlu gib büyük ustaları keyifle dinliyorum. Ben heavy metalle halk müziğini birleştirmeye çabalamıyorum. İkisinin yeri ayrıdır. Halk müziği icra etmiyorum çünkü kendi duygularımı heavy metalle dile getirme yolunu tercih ettim. Bu kişisel bir şey.

- Söyleşimiz için çok teşekkür ederiz size ve en yakın zamanda yeniden de görüşmek üzere. Başarılar ve güzellikler sizinle olsun. 

- Ben teşekkür ederim, Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

 

Taylan Ayık Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan Haziran 2006