F.Gül Yanık

fgulyanik@gmail.com

 

 

 

BİR HAYAL KAHRAMANI

 

 

 

 

 

Artık herkes her şeyi yapıyor…

Albümünü dinlediğiniz birini her an ya bir dizide, ya bir filmde, ya da bir dans şovunda görebilmeniz an meselesi… (Eğer söz konusu şarkıcı aynı zamanda bir mankense sahne ve pistlere podyumları da eklemek mümkün…) Kimileri “onlar işin eğitimini almamışlar, biz dururken onlara mı düşer oyunculuk” diye dem vuruyor, kimisi “saygı duyuyorum, Allah vergisi bi yeteneği var ki onu keşfetmişler” diyor… Bense, çok farklı bir noktadan bakıyorum bu tartışmaya… Bir şarkıcının müziği dışında ne yaptığıyla değil, onu neden yaptığıyla ilgileniyorum daha çok…

Gelin size bir hikâye anlatayım:

Önceden birinin sadece iyi şarkı söylemesi yeterliyken, sonra hem iyi şarkı söyleyen hem de düzgün fiziği olan biri ortaya çıkar. Yeterlilik çıtası yeni bir tepe bulmuştur. Kampını oraya kurar. Sonra bununla rekâbet edebilmek için hem iyi şarkı söyleyen, hem fiziği düzgün olan, hem de çok iyi dans eden biri çıkagelir. “Bu topraklar benim der!” İyi dans edemeyenler boyun büker, düzgün fizikleri ve sesleriyle kalakalır, yeni çareler ararlar. Aman Tanrım! Tam da bu sırada hem iyi şarkı söyleyen, hem fiziği düzgün olan, hem iyi dans eden, hem de iyi oyuncu olan biri atlılarıyla birlikte gelir! “Artık yeni çıtamız bu, şarkıyı biz böyle söylüyoruz” diye buyurur…

Kalem kılıçtan keskindir bu kesin… Müzik de bu yüzden başka bir tepededir. “İyi müzik yapmak” hedefini başka hedeflerle bölüşen her durumdan usulca sıyrılmış ve başka bir dağın tepesinden olana bitene bakarken içten içe hayıflanarak “beni, sadece beni olduğum gibi yaşayacak birileri yok mu” diye mırıl mırıl melodiler döktürür. Vardır elbet… Olmaz mı… Karşı dağın eteklerinde birileri vardır oralara varmak üzere yola çıkan…

Müzik dünyası her geçen gün kendine yeni hiperkarakterler yaratadursun, dünyası müzik olanlar içi şişirilmiş, üzeri pudralı starlıktan çok daha uzakta, sahnenin düşe baktığı yerde birer hayal kahramanıdırlar… Oysa ne kadar gerçek olduklarını kimse bilmez…

 

 

Temel Zümrüt onlardan sadece biri… O, 90’lı yıllarda kimsenin albüm alırken, şarkıcının göbeğindeki yağ oranıyla ilgilenmediği zamanlardan geliyor…

O hem bir aranjör, hem besteci, hem prodüktör, hem profesyonel sahne müzisyeni, hem orkestra şefi… Tanınmış pek çok reklamın jingle’ını, jenerik müziklerini, dizilerin ve filmlerin müziklerini yapmasının yanısıra, Popsav ve Altın Nokta “yılın düzenlemesi” ödüllerinin de sahibi… Enerjisinin geri kalanı ile Hepsi’nin ilk albümünün prodüktörlüğünü üstlendikten sonra, kurduğu Jingle Box Müzik Yapım firması ile 4 Yüz grubu ve Cenk Yüksel albümlerinin prodüktörü ve aranjörü olarak da müzik adına yapılabilecek hemen her işi neredeyse yapmış bir müzisyen…

Enerjisini pozitifliğinden aldığını düşündüğüm, bu düşüncemi sohbetimiz esnasında yer yer kullandığı “umut önde ben arkada” deyişiyle de kuvvetlendiren, bir gülümseyen adam. İşte o müziği güldüren adam…

“Müzik adına yaptığım her işten inanılmaz keyif alıyorum; ama en çok albüm prodüktörlüğü beni cezp ediyor. Bir albüme genel konseptini vermeye çalışırkenki o uzun yaratım sürecinden inanılmaz keyif alıyorum” diyen bir müzik düşünürü…

Temel Zümrüt’le birlikte düşündük: Günümüz müzik kültürünü belirleyen dinleyiciler mi, yoksa müzik sektörünü yönetenler mi? Kim kimi etkiliyor?

Günümüzde müzik bir amaç mı yoksa araç mı?

Eskiden şarkıcılar daha ulaşılamaz, özel kimselerdi bizler için. Göz önünde olmak şöyle dursun, bir klipleri bile yoktu… Ve bu durum ister istemez dinleyicide bir mistisizm yaratıyordu. Dinleyicinin hayal dünyası sanki o zamanlar daha zengindi. Şimdiyse, şarkıcılar her yerde ve çok fazlalar… Sahne artık yanımızda, sahne sokakta, sahne evde… Ama hayalimizde değil… Büyü bozuldu, dinleyicinin hayal dünyası katledildi… Peki her şey bu kadar olumsuz mu? Katledilen dünyada büyünün yerine ne kondu?

Hepsinin cevabı aşağıda iki bölümden oluşan görüntülü söyleşimizde saklı… Söyleşiden sonra dinlemeniz için, 4 Yüz grubunun ilk albümünden neden öne çıkmadığına şaşırdığım iki parçayı seçtim.

İyi seyirler & iyi dinlemeler.

 

F.Gül Yanık & Temel Zümrüt söyleşisi


 


4yüz

Ne Senle Ne de Sensiz - Yalvarma

 

 

Jingle Box Web Sitesi

 

 

AĞUSTOS 2009